"ULUSLARARASI İBNÜ'L-CEZERİ" SEMPOZYUMU
Diyanet İşleri Başkanlığının himayesinde gerçekleşen ve dört gün sürecek olan “Uluslararası İbnü’l Cezeri Sempozyumu” Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Uluslararası İbnü’l Cezeri Sempozyumuna, Bursa Valisi İzzettin Küçük, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, eski Devlet Bakanı Faruk Çelik, Bursa İl Müftüsü İzani Turan ve sempozyumu yakından takip eden birçok katılımcı salonda hazır bulundu.
Özellikle kıraat ilminin Osmanlı topraklarında yayılmasında son derece önemli bir isim olan ve ömrünün yedi yılını Uluşehir Bursa’da geçiren İbnü’l Cezeri’nin hayatının ele alındığı, İslam alemi ve bilim adamlığı özelliklerinin kendisinden sonraki nesillere ilim ve irfan kaynağı olduğunu belirten Bursa Valisi İzzettin Küçük; “Saygıdeğer Diyanet İşleri Başkanım, Sayın Bakanım, yurt dışından gelen değerli hocalarım öncelikle sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Her medeniyet yeni bir hamle yapacağı zaman muhakkak dönüp kök değerlerine en parlak olduğu dönemlerdeki büyük deyimlere bakmak zorundadır. Onları anlamak kavramak günün icat ve şartlarına uyarlamak zorundadır. Batı medeniyeti Rönesans dediğimiz, büyük uyanış dediğimiz hareketi yapıyorken dönüp kendi medeniyetlerindeki unsurlara müracaat ettiler. İlk Rönesans hareketi böyle başlamıştır. Bizimde gerçek bir güçle kuvvetle özellikle medeniyetimizin en parlak dönemlerinde 9. 10. 11. asırlardaki büyük şahsiyetlerin yaklaşımlarını, usullerini, münakaşalarını kavramak anlamak zorundayız. Bu anlamda İbnü’l Cezeri’de bu dönemin en parlak şahsiyetlerindendir.
Ben böyle anlamlı ve önemli bir toplantıyı Bursa’da gerçekleştiren çok değerli Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş’a şükranlarımı sunuyorum. Böyle güzel bir günde buraya gelen konuklarımıza hoş geldiniz diyor sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” dedi.
İLİM DÜNYASI BULUŞUYOR
Sempozyumda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise “Bizleri yoktan var eden, hayat ehlimiz kurana muhatap kılarak ilahiyata sevk eden, onu en doğru şekilde okuma gaye ve gayretiyle bizleri buluşturan yüce rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Diyanet işleri başkanlığı teşkilat yasasını gece gündüz çalışarak hayata geçirmeye vesile olan çok kıymetli Bakanım, çok kıymetli Valim, kıymetli ilim adamları, kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, yurt içi ve yurt dışından toplantımıza teşrif eden muhterem kardeşlerim. Sözlerime başlarken hepinizi sevgi saygı ve muhabbetli selamlıyorum.
Başkanlık olarak tertip ettiğimiz Uluslararası İbnül-Cezeri sempozyumuna bugünün konusu olan İbnü’l Cezeri’nin mührünü vurduğu bu topraklara, Devleti Aliye Osman’ın payitahtı olan Bursa’ya hoş geldiniz. Bu seçkin heyetin malumudur ki efendimiz s.a.v. “Sizin en hayırlınız kuranı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” hadisi ile müjdelenen idealin neticesinde ortaya konan günümüz ilim dünyası ile buluşması etraflıca istişarede bulunmayı hak etmektedir. Bu itibarla her biri alanında uzman ilim adamlarımızın İbnü’l Cezeri ve onun layık olduğu konuları burada etraflıca ele alıp önemli bir ihtiyaca cevap vereceğini umut ediyorum. “dedi.
Ömrünü başta ilmi olmak üzere pek çok ilim dalına adayan İbnül-Cezeri’nin güzel Bursa’mızda bir sempozyumla anılmasından duyduğum memnuniyeti öncelikle belirteyim. Diyanet işleri başkanımıza ve emeği geçen herkese bu güzel organizasyondan dolayı teşekkür ediyorum tüm katılımcılara da başarılar temenni ediyorum.
BİLİME SARILIN
Eski Devlet Bakanı Faruk Çelik; “Güzel bir söz vardır derki “Alim ol ki ölmeyesin“ diye ifade edilir. Dünyaya bugüne kadar milyonlarca insan geldi göçtü gitti. Kaçı acaba hatırlanıyor diye sorduğumuzda bunları belli bir sayı etrafında döndüğünü hep beraber göreceğiz. İşte İbnü’l-Cezeri’yi yüzyıllar sonra bugün sempozyumlarla ve çeşitli vesilelerle anıyor, gündemimize alıyor isek İbnü’l-Cezeri ölmedi demektir. Çünkü sayısız eser bıraktı. Eser bırakanlar, iz bırakanlar ölmeyecektir. Allah katında kimse kimseden üstün değildir. Ancak iki istisna bunun dışında tutulur şeklinde rivayetler vardır. Bunlardan bir tanesi hepimizin bildiği gibi takva sahipleri, diğeri ise ilim sahipleri. Hepimizin bildiği gibi “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ayeti kerimesi ve “Allah’tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar” ayeti kerimesi ve Peygamberimiz (S.A.V) in “Hem dünyayı, hem ahireti isteyenler ilime sarılsın” bilime sarılsın hadisi şerifleridir.
İşte İbnü’l-Cezeri ve tarihimizi gerçekten medeniyetimizi bugünlere ve dünyaya taşıyan bilim insanları ilme sarılı bir hayat sürdüler. Özelliklede İbnü’l-Cezeri gerek Şam’dan Bursa’ya, gerek Bursa’dan Mekke’ye, Suudi Arabistan’a gerekse oradan Mısır’a yani bütün İslam coğrafyasında bilim insanı olarak varlığını hissettiren bir bilim adamımız oldu.” Diyerek ilim ve irfan sahibi olmanın önemini dile getirdi.
Hayatının hemen hemen tamamını öğrenme ve öğretmeye ayıran İbnü'l-Cezeri, başta kıraat olmak üzere, tefsir, hadis, fıkıh, kelam, siyer, tarih, siyaset bilimi, dil ve edebiyat, tıp, astronomi, tasavvuf gibi neredeyse her branşta önemli eserler vermiştir. İbnü'l-Cezeri'nin, 82 yıllık ömrünün yaklaşık 75 yılını kıraat ilmine vakfettiği ifade edilir.
Diyanet İşleri Başkanlığının himayesinde gerçekleşen ve dört gün sürecek olan “Uluslararası İbnü’l Cezeri Sempozyumu” Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Uluslararası İbnü’l Cezeri Sempozyumuna, Bursa Valisi İzzettin Küçük, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, eski Devlet Bakanı Faruk Çelik, Bursa İl Müftüsü İzani Turan ve sempozyumu yakından takip eden birçok katılımcı salonda hazır bulundu.
Özellikle kıraat ilminin Osmanlı topraklarında yayılmasında son derece önemli bir isim olan ve ömrünün yedi yılını Uluşehir Bursa’da geçiren İbnü’l Cezeri’nin hayatının ele alındığı, İslam alemi ve bilim adamlığı özelliklerinin kendisinden sonraki nesillere ilim ve irfan kaynağı olduğunu belirten Bursa Valisi İzzettin Küçük; “Saygıdeğer Diyanet İşleri Başkanım, Sayın Bakanım, yurt dışından gelen değerli hocalarım öncelikle sizleri saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Her medeniyet yeni bir hamle yapacağı zaman muhakkak dönüp kök değerlerine en parlak olduğu dönemlerdeki büyük deyimlere bakmak zorundadır. Onları anlamak kavramak günün icat ve şartlarına uyarlamak zorundadır. Batı medeniyeti Rönesans dediğimiz, büyük uyanış dediğimiz hareketi yapıyorken dönüp kendi medeniyetlerindeki unsurlara müracaat ettiler. İlk Rönesans hareketi böyle başlamıştır. Bizimde gerçek bir güçle kuvvetle özellikle medeniyetimizin en parlak dönemlerinde 9. 10. 11. asırlardaki büyük şahsiyetlerin yaklaşımlarını, usullerini, münakaşalarını kavramak anlamak zorundayız. Bu anlamda İbnü’l Cezeri’de bu dönemin en parlak şahsiyetlerindendir.
Ben böyle anlamlı ve önemli bir toplantıyı Bursa’da gerçekleştiren çok değerli Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş’a şükranlarımı sunuyorum. Böyle güzel bir günde buraya gelen konuklarımıza hoş geldiniz diyor sevgi ve saygıyla selamlıyorum.” dedi.
İLİM DÜNYASI BULUŞUYOR
Sempozyumda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise “Bizleri yoktan var eden, hayat ehlimiz kurana muhatap kılarak ilahiyata sevk eden, onu en doğru şekilde okuma gaye ve gayretiyle bizleri buluşturan yüce rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Diyanet işleri başkanlığı teşkilat yasasını gece gündüz çalışarak hayata geçirmeye vesile olan çok kıymetli Bakanım, çok kıymetli Valim, kıymetli ilim adamları, kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, yurt içi ve yurt dışından toplantımıza teşrif eden muhterem kardeşlerim. Sözlerime başlarken hepinizi sevgi saygı ve muhabbetli selamlıyorum.
Başkanlık olarak tertip ettiğimiz Uluslararası İbnül-Cezeri sempozyumuna bugünün konusu olan İbnü’l Cezeri’nin mührünü vurduğu bu topraklara, Devleti Aliye Osman’ın payitahtı olan Bursa’ya hoş geldiniz. Bu seçkin heyetin malumudur ki efendimiz s.a.v. “Sizin en hayırlınız kuranı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” hadisi ile müjdelenen idealin neticesinde ortaya konan günümüz ilim dünyası ile buluşması etraflıca istişarede bulunmayı hak etmektedir. Bu itibarla her biri alanında uzman ilim adamlarımızın İbnü’l Cezeri ve onun layık olduğu konuları burada etraflıca ele alıp önemli bir ihtiyaca cevap vereceğini umut ediyorum. “dedi.
Ömrünü başta ilmi olmak üzere pek çok ilim dalına adayan İbnül-Cezeri’nin güzel Bursa’mızda bir sempozyumla anılmasından duyduğum memnuniyeti öncelikle belirteyim. Diyanet işleri başkanımıza ve emeği geçen herkese bu güzel organizasyondan dolayı teşekkür ediyorum tüm katılımcılara da başarılar temenni ediyorum.
BİLİME SARILIN
Eski Devlet Bakanı Faruk Çelik; “Güzel bir söz vardır derki “Alim ol ki ölmeyesin“ diye ifade edilir. Dünyaya bugüne kadar milyonlarca insan geldi göçtü gitti. Kaçı acaba hatırlanıyor diye sorduğumuzda bunları belli bir sayı etrafında döndüğünü hep beraber göreceğiz. İşte İbnü’l-Cezeri’yi yüzyıllar sonra bugün sempozyumlarla ve çeşitli vesilelerle anıyor, gündemimize alıyor isek İbnü’l-Cezeri ölmedi demektir. Çünkü sayısız eser bıraktı. Eser bırakanlar, iz bırakanlar ölmeyecektir. Allah katında kimse kimseden üstün değildir. Ancak iki istisna bunun dışında tutulur şeklinde rivayetler vardır. Bunlardan bir tanesi hepimizin bildiği gibi takva sahipleri, diğeri ise ilim sahipleri. Hepimizin bildiği gibi “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Ayeti kerimesi ve “Allah’tan gerektiği şekilde ilim sahipleri korkar” ayeti kerimesi ve Peygamberimiz (S.A.V) in “Hem dünyayı, hem ahireti isteyenler ilime sarılsın” bilime sarılsın hadisi şerifleridir.
İşte İbnü’l-Cezeri ve tarihimizi gerçekten medeniyetimizi bugünlere ve dünyaya taşıyan bilim insanları ilme sarılı bir hayat sürdüler. Özelliklede İbnü’l-Cezeri gerek Şam’dan Bursa’ya, gerek Bursa’dan Mekke’ye, Suudi Arabistan’a gerekse oradan Mısır’a yani bütün İslam coğrafyasında bilim insanı olarak varlığını hissettiren bir bilim adamımız oldu.” Diyerek ilim ve irfan sahibi olmanın önemini dile getirdi.
Hayatının hemen hemen tamamını öğrenme ve öğretmeye ayıran İbnü'l-Cezeri, başta kıraat olmak üzere, tefsir, hadis, fıkıh, kelam, siyer, tarih, siyaset bilimi, dil ve edebiyat, tıp, astronomi, tasavvuf gibi neredeyse her branşta önemli eserler vermiştir. İbnü'l-Cezeri'nin, 82 yıllık ömrünün yaklaşık 75 yılını kıraat ilmine vakfettiği ifade edilir.
